25 Aralık 2014 Perşembe

Süheyla Gülen ve Burslu Öğrencilerin Kep Töreni

Açık Kapı Derneği Onursal Başkanı Süheyla Gülen‘in destekleri ile öğrenim hayatlarını devam ettiren üniversiteli gençlerimiz mezuniyet keplerini Süheyla Gülen’in elinden giydiler.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bütün ümidim gençliktedir.” sözünden hareketle, ülkemizi yarınlara taşıyacak olan gençlerimize her zaman değer veren, toplumumuzu geriye götüren fikirlere karşı duracak yegane unsurun gençlik olduğunu gören ve bundan dolayı aklın ve bilimin rehberliğini kılavuz edinen , kendini geliştiren, çağdaş dünyanın temsilcileri olacak olan gençlere kapısını sonuna kadar açmıştır…
Bilinmelidir ki  Türkiye  Cumhuriyet’i Mustafa Kemal Atatürk’ün modern fikirleri üzerine inşa edilmiştir. Müreffeh bir Türkiye’nin yaratılması ancak Türk Milletinin ve onun çocuklarının Atatürkçü düşünce ikliminde yetiştirilmesi ve gelecek nesillere taşınması ile mümkün olacaktır !.. Bu noktada gençlerimize düşen en büyük sorumluluk , Atatürkçü düşünceye sarılmak, fikir Mustafa Kemal’in temsilcileri olmak, onun demokrasi, özgürlük ve bağımsızlık gibi ulvi ideallerini sonsuza kadar yaşatmaktır.
Gençlerimize yeni hayatlarında başarılar dileriz…

17 Aralık 2014 Çarşamba

Süheyla GÜLEN Kimdir?

Süheyla GÜLEN Kimdir?


15 Haziran 1957 yılında Yozgat’ın merkeze bağlı Köçekkömü köyünde dünyaya geldi. İlkokulu aynı köyde okudu.1971 yılında ailesiyle Ankara’ya gelerek Mamak ilçesine yerleşti. 1974 yılında evlendi; bu evliliğinden iki çocuğu oldu.
1982 yılından itibaren kendisini topluma hizmete adadı. Ulaşabildiği insanlara maddi ve manevi her türlü hizmette bulundu. Bu özverisi ve çabası kısa zamanda toplumda ve özellikle Türkiye çapında büyük bir ses getirdi. Yapılan hizmetlerin daha sağlıklı yürütülmesi için Zöhre Ana-Ali Sosyal Hizmet Vakfı adında bir vakıf kurdu. Kendisi uzun süre bu vakfın başkanlığını yürüttü.
Laik, çağdaş Türk kadınının simgesi haline gelen Süheyla GÜLEN, cumhuriyetin aydınlanma bilincini, Atatürk sevgisini özellikle genç kitlelere ulaştırmak ve aynı zamanda gençlerin sorunlarına çözüm aramak amacıyla 2006 yılında Açık Kapı Derneği’ni kurdu. Dernek faaliyetlerine devam etmektedir. Süheyla GÜLEN derneğin Onursal Başkanı’dır.
Süheyla GÜLEN’in  “Cemden Gelen Nefesler”“Mehtaptaki Erenler”“Ali Pirimdir Yolu Bizimdir”adında yayımlanmış üç kitabı vardır. Ayrıca söz ve müzikleri tamamı kendisine ait olan üç albüm çalışması mevcuttur.

Süheyla Gülen'den 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü Mesajı

Dünya tarihine bakıldığında çoğu zaman kadın yok sayılmış, horlanmış, dışlanmıştır. Tarih içinde bu gidişata dur diyebilecek aydınlar, devrimciler çıkmışsa da yakın zamana kadar kadınlar hak ettikleri değere ulaşamamışlardır. Türk kadınına çoğu Avrupa ülkesinden önce haklarını vererek bu gidişe dur diyen Mustafa Kemal Atatürk birçok ülkenin de kadınlara haklarının verilmesinde öncü olmuştur. Günümüze baktığımızda bazı ülkelerin ve çevrelerin kadını orta çağ karanlığına sürüklemeye yönelik çabaları dikkatten kaçmamalıdır. Bu noktada bizlere çok görevler düşmektedir.
Atatürk’ün ”Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın” sözü bize bir ışıktır. Türkiye hedeflediği muassır medeniyetler seviyesinin üzerine cinsiyet ayrımı yapmaksızın eşit haklarla çıkabilir. Bu da kadınlara verilen hakların korunması ve genişletilmesiyle mümkündür. Bugün, Türk kadının her alanda elde ettiği haklarının korunmasında, bu ülküye inanmış herkesin – kadınıyla, erkeğiyle- bu mücadelenin içinde yer alacağına olan inancım tamdır.
Büyük Atatürk’ün Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 80. yılı vesileyle tüm kadınlarımızın “5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü” kutlar; sahip oldukları haklarını her alanda kullanarak başarılı olmalarında ve cumhuriyetimizin yüceltilmesi için yapacakları çalışmalarda bütün gücümle yanlarında olduğumu, her zaman da yanlarında olacağımı belirtmek isterim.
Ne mutlu bir Atatürk yetiştiren Türk kadınına, ne mutlu ona sahip çıkan Türk halkına…
SÜHEYLA GÜLEN

16 Aralık 2014 Salı

Süheyla Gülen’den Dünya İnsan Hakları Günü Mesajı

Süheyla Gülen’den Dünya İnsan Hakları Günü Mesajı

Bugün, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilişinin 66. yıldönümü.
Büyük Atatürk’ün “Milletimizin hedefi, milletimizin ideali bütün dünyada tam anlamı ile medeni bir sosyal toplum olmaktır” sözü, birçok söylevinde hedef gösterdiği çağdaş uygarlığın, sadece bilim ve teknolojiden ibaret olmadığının ifadesidir. Sosyal toplumun unsurları; insan ve sahip olduğu toplumsal değerlerdir. Bu değerlerin en önemlisi de, özgürlükler ve insan haklarıdır.
Ulu önder, Enversel Bildiri yayınlanmadan yıllar önce, “Her fert istediğini düşünmek,  istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak,seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına sahip olunamaz(1930)” sözünde, temel   insan hak ve özgürlüklerini ifade etmiştir.
20.yüzyıldaki İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve uluslararası sözleşmeler ile  güvence altına alınan, insanlığın erdemi ve onuru sayılan, hak ve özgürlüklere dayalı bir düzen hala kurulamamıştır.
İnsan hakları ile ilgili uluslararası belgelere imza atan, anayasalarında “insan haklarına saygılı” ifadesi ile haklara bağlılıklarını bildiren ülkelerde dahi ; adaletsiz, eşit olmayan, ırkçı, gerici hareketlerde yaşanan  hak ihlallerinin, zulüm ve sefalet gibi insan onurunu zedeleyen birçok uygulamanın devam ediyor olması,hakların kağıt üzerinde kaldığının göstergesidir.  Atılan imzaların inandırıcılığı hakkında ise  olumlu bir yargıya varmamızı mümkün kılmamaktadır.
Dolayısıyla, halen insanların ırkından, renginden, cinsinden, dilinden, din ve mezhebinden, inancından, etnik kimliğinden ve siyasi-vicdani düşüncelerinden, bağımsız olarak, insan olmaktan gelen hakları, dokunulmazlıkları olduğu temel fikrinin, dünya çapında yeteri kadar anlaşılamamış ve benimsenmemiş olması, hakların tanınıp güvenceye bağlanmaları yolundaki çabaların ve mücadelenin sürdürülmesini zorunlu kılmaktadır.
Bu çabalar sonucu kazanılacak başarı için ise; demokratik düzen bağlamında öngörülen, birlikte yaşamın kaynağı olan hukuk kurallarına ve bu kuralları uygulayacak, özgür, bilimsel düşünen bireyler ile hukukun üstünlüğüne saygı duyan, aklın ve bilimin rehberliğini esas alarak düşünerek üreten, insan haklarına saygılı  devlet adamlarının, kamu yöneticilerinin var olduğu, uygar bir topluma ihtiyacımız olduğunu kabul etmemiz gerekmektedir.
Demokratik düzen uygulayıcısı iktidarlar; halkın verdiği yetkileri, demokratik uygulamaları ile taçlandırarak, ülkelerinde insan haklarını uygulamak ve korumak için çalışmaktadırlar.
Öte yandan Dünya’da antidemokratik iktidarlar, uyguladıkları politikalar ile; başta yaşam hakkı ihlali olmak üzere, inanç, vicdan, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi bir çok hakları ihlal ederek vatandaşlarına acılar yaşatmışlardır. Bunları yaparken de toplumun güvenliği ve diğer insanların özgürlüğünden bahisle,  savunmalarını yapmaları düşündürücüdür. Bu haksız uygulamaların sonucunda ortaya çıktığını söyleyebileceğimiz iç savaşlar nedeniyle de insanlar büyük hak ihlallerine maruz kalmışlardır. Silah tüccarlığını dahi, hak ihlallerinin ve vahşetin önüne geçilmesi için,  alınan bir önlem olarak göstermeleri düşündürücüdür.
İnsan hakları ihlalleri yaşanmışken ve yaşanıyorken,  İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 66. Yıldönümünde; Dünya’ da ve Türkiye’de evrensel insan hakları değerlerine ulaşılması mümkün değilmiş gibi görünse de, mücadele edenler var oldukça,  umutlarımız sürecek, birlikte yaşayışı ve toplumu  güçlendirmeye yönelik çabalarımız artarak devam edecektir.
Ulu önder  Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün insanlık ideali ve sevgisini belirttiği “Biz kimsenin düşmanı değiliz! Yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız” düşüncesinin savunucusu ve uygulayıcısı olacağım.

Süheyla GÜLEN